Genel

Gerçek Niyeti Anlamak ve Doğal Akışına Bırakmak

Gerçek niyetinin gerçek yolu deneyim etmesine izin ver. Gerçek yolu gördüğünde kendini kandırarak seni tatmin edeceğini düşündüğün bir sahteliğin içerisine çekilirsen eğer, her şey daha da karmaşıklaşır. Bir süre sonra gerçekten ne istediğini o kadar bilmezsin ki kendini boşluğa bakar ve sadece tatminiyet arar şekilde bulursun. Sahip olma arzusuna saplanırsın. Ancak içine dönüp baktığında her anın içerisindeki gerçek niyetlerinin orada olduğunu görebilirsin. Bu doğal akış halini çağıran bir bakıştır. Gerçek niyetin açığa çıktığında bunu yakalayabilmek ve dolaysız olarak gerçekleştirebilmek samimiyet ister. Samimiyet ise doğruluk ve cesareti içinde barındırır. Gerçek niyetin bazen öfke de olabilir. Bazen sevgi. Önemli olan niyetlerini birbirinden ayırmadan tanıman ve kabullenmen. Öyle olduğunda kendin olmak adına büyük bir adım atmışsın demektir. Bu doğal akış hali, içsel dünyanda zühur eden her şeyi kabullenebilmekle mümkün olur. İçinde telaş, mutsuzluk, kırgınlık, sevinç, taşkınlık, yalnızlık, haset ve buna benzer yüzlerce durum ve hisler olabilir. Bunlar seçme şansın olmadan aklına geliveren şeyler. Bir şekilde içinde oluşagelmiş ve yaşayan canlı olan şeyler. Bazen bütün duygular karmakarışık gelir ve tanımlaması da güçleşir. Önemli değil. Tanımlamak zorunda değilsin. Doğal akışa erişebilmek için sadece ilk olarak kendinle barışmaya ve kendin olmaya niyetli olman gerekir. Bu aslında varoluşsal bir yolculuğa nihayet çıkma kararı vermektir. Böyle bir felsefeyi kendine edinmeye başladıktan sonra her ne durumla karşı karşıya kalırsan kal ivmen seninledir. Gerçek niyetini anlamayı öğrendiğin zaman samimiyetin de buna eşlik edecek ve bu doğal akışın gittikçe hayatını sarmasına yol açacak. Belki bir işe girersin, belki kabul etmezler. Belki o kişiyle sevgili olursun, belki seni istemiyordur. Eğer bir işe girmek isterken içinden geçen niyet para kazanmak, barışçıl bir ortamda çalışmak ise sende bu hissi uyandıran yerleri takip et. Bu tıpkı sığırcıkların dansında onları koordine eden ve ahenk içerisinde buluşturan şey gibidir. İçindeki niyete dair olan o hissin akışında olduğunda kendini ait olman gereken yerde bulursun. Çünkü senin içinden geçen budur, orada tüm gücünle çalışmaya ve verimli olmaya hazırsındır. O halde bunu takip etmelisin. Sahip olma arzuna kapılıp içinden geçmeyeni takip ettiğinde ise çıkmaz sokaklardan geri dönmek zorunda kalırsın. Böylece sürekli bir döngüde döner durursun. Ya da onunla gerçekten sevgili olmak istiyorsan oluruna bırakıp içinden geldiği gibi davranırsın. İçindeki hissi takip ettiğinde o kişiyle ahenk içerisine girebiliyorsan karşılıklı niyetleriniz uyuşuyor demektir. Doğal akışın belirişidir. Ancak sevilme ya da terk edilme kaygısı yaşayarak sahip olma arzusunun şiddetini arttırarak o kişiyi elde etmeye çalışırsan ahengi de bozmuş olursun. Doğal akışı kabullenebilmek aynı zamanda eğer o kişi gidecekse, seni istemiyorsa, doğru olanın bu olduğunu kabullenebilmek, sindirebilmektir. Bu üzüntüyü kucaklamak sana keder getirebileceği gibi aydınlık da getirebilir. Kendin olma niyetin arttıkça kendine olan güvenin de artar ve eninde sonunda doğru yere çiçek açtığını fark edersin. Doğada, bitkilerde, hayvanlarda gördüğümüz ahengin ve güzelliğin insanlarda da olması kadar doğal bir şey yoktur. Tek yapmamız gereken izin vermek. Gergin, huzursuz hatta bazen bedbaht hissettiğinde gerçek niyetin nedir diye içine şöyle bir bak. Acaba sevilmeyi mi istiyorum? Birisinin beni okşamasına mı ihtiyacım var? Yoksa birisinin beni takdir etmesine mi? Yanında dostça görebilmesi, bana değer verebilmesine mi? Böyle soruları sorabilmek niyetini keşfedebilmek için farklı anahtarları deneyebilmek demektir. Böyle sorularla kendi içinde derinleştikçe niyetlerini daha iyi tanımaya başlarsın. Sanki karman çorman bir iplik yumağı çözülmeye başlamıştır. Bir rahatlama ve genişleme oluşur. Ve doğal akışın hissini yakalayabilmeyi öğrendikçe kendin olmanın nasıl büyüleyici ve gerçek hissettirdiğini anlayabilirsin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir