Meditasyon belki de insanlığın iyi yaşama sanatında keşfettiği en köklü ve insanın fıtratına en uygun yaklaşımdır. Güncel nörobilim çalışmaları hiç meditasyon yapmayanlar ile az da olsa meditasyon yapanlar arasındaki beyin ölçümlerinde hem fizyolojik sağlık durumuyla alakalı hem de ruhsal iyi oluşla alakalı pozitif değişiklikler gözlemlemiştir. Psikolojik yönden ise meditasyonlar, kişinin olumsuz durumlarla karşılaştığında verdiği tepkileri hafifletebilen, olumlu durumlarda ise daha yoğun bir tad alma hissi getiren bir kapasite yaratmaya yardımcı olur. Meditasyonlar, kaygılardan kurtulmaya çalışan zihne, daha fazla kaçma çabasına girmesine gerek olmadan onları yönetebildiği bir gerçekliği öğretir. Günlük hayatın endişelerini yavaşlatırken ruhsal bir özgürlük alanını genişletebilir.
Odaklanma Çalışmaları
Meditatif bir hissiyat aynı zamanda müthiş bir odaklanma fırsatı yaratır. Zihin felsefesi konularında çalışmış bir filozof olan Eugene Gendlin tarafından geliştirilen odaklanma yaklaşımı kişinin meditatif bir duruma geçtikten sonra bedenindeki duyumlar vasıtasıyla yaşantısal durumlarını derinlemesine değerlendirebilmesini sağlar. Bu yaklaşımın en önemli özelliği güvenliğin temin edildiği bir ruhsal ortamla çalışılması ve kişinin kendi kapasitesini aşmayacak şekilde işlev görmesidir. Bedendeki duyumları tıpkı bir barkod gibi okuyabilme yeteneğini geliştirmek daha iç görüsü yüksek bir varoluşu mümkün kılar.
Klinik psikoloji, nörobilim, doğu-batı felsefesi sentezleri üzerine yaptığım araştırmalar ve kişisel deneyimlerim sonucunda kişinin kendi başına iyi hissetme haline geçebileceği ve yaşama sanatının inceliklerini kendi içinde keşfedebileceği alanı sağlamak adına bu atölyeleri açmaktayım. Her pazar saat 13.00-14.30 arasında katılım herkese açıktır.